ÖZAL POLİTİKALARI KARADENİZ EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ TEŞKİLATI

30 okunma Haziran 2022

Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren küreselleşme yanında dünyanın bazı bölgelerinde ticaretin serbestleştirilmesi amacıyla yöresel ittifakların kurulmaya başladığını görmekteyiz. Kuzey Amerika’da; ABD, Kanada ve Meksika arasında kurulan NAFTA, Asya-Pasifik ülkelerini kapsayan ASEAN, İslam Ülkeleri arasındaki İslam İş birliği Teşkilatı, Batı Avrupa ülkelerinin öncülük yaparak tüm kıtayı içerisine alan Avrupa Birliği örgütleri bu oluşumlara öncülük yapmıştır.

Bölgeselleşme örgütlerinin amacının ülkeler arasında serbest ticaretin geliştirilerek ekonomik büyümelerinin gerçekleştirilmesine paralel olarak ülkeler arasındaki gerginliğin azaltılması ve siyasi birlik sağlanması hedefleri de bulunmaktadır. Ülkeler arasındaki ticaretin geliştirilmesi çerçevesinde işsizliğin azaltılması, girişimcilerin bilgi alışverişinde bulunması, iletişim, ulaşım, enerji altyapılarının entegre edilmesi ve refahın artırılması ana öncelik olarak ortaya çıkmaktadır.

1990 yılına kadar iki kutuplu olan dünya ülkeleri Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında yeni ittifak arayışlarına girmiştir. 1989 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal, dünyadaki bölgeselleşme olgusunu görerek Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkeler ve komşularını kapsayacak bir ittifak oluşumu için Dış İşleri Bakanlığı’na hazırlık yapılması yönünde talimat vermiş ve projenin koordinasyonunu sağlamak için Baş Danışmanlarından Engin Güneri görevlendirmiştir.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Dış İşleri Bakanlığı’nın yürüttüğü bu çalışma 1992 yılına kadar sürmüştür. Balkan ve Kafkas ülkelerini kapsayan Karadeniz havzasındaki ülkelerden Türkiye, Rusya, Bulgaristan, Romanya, Moldovya, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Yunanistan ve Arnavutluk Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı ismi ile bölgesel ittifak oluşturmuşlardır. İstanbul’da Temmuz 1992 tarihinde gerçekleştirilen kuruluş zirvesinde ülkeler enerji, ulaştırma, ticaretin geliştirilmesi yönünde işbirliği ve serbest ticaret bölgesi oluşturma kararı almıştır.

Bilindiği gibi soğuk savaşın sona ermesi, Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrası Balkan ülkeleri ve Kafkas ülkeleri yönetimlerinde köklü değişimler yapmaya başlamıştır. Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı’nın kuruluşuna rastlayan Ermenistan-Azerbaycan, Bosna-Hersek ve Kosova siyasi kriz ve çatışmaları ittifakın öneminin bir kat daha artmış olduğunun işaretleri olmuştur. Türkiye’nin öncülüğünde gerçekleştirilen ittifak sayesinde bölge ülkeleri ilk kez bir araya gelerek bölgesel ekonomik bütünleşmeye giden yolda bazı kararları alabilmişlerdir.

İttifak yapan 11 ülkelerinin bulunduğu yöre dünya enerji üretim havzasının merkezinde olması nedeniyle ayrı bir öneme haiz bulunmaktadır. İttifakın amaçladığı iletişim, ulaştırma, enerji altyapılarının entegre edilerek ticaretin serbestleştirilerek bölgenin refahın artırılması yörenin batı Avrupa ile bütünleşmesini hızlandıracak özelliğe sahip olması tüm dünya ülkelerinin dikkatinden kaçmamıştır. Avrupa Birliği’nin Balkan ülkelerinin yeniden inşası ve kıtanın istikrara kavuşması politikasında Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatının kuruluşunu desteklediğini belirtmek gerekmektedir.

Kuruluşundan itibaren geçen sürede Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Sekretaryasına bağlı olarak Parlamenterler Asamblesi, İş Konseyleri, Karadeniz Etütler Merkezi, Karadeniz’in Kirlilikten Korunması Komisyonu, Bankacılık ve mali iş birliği için Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası ittifakın örgütlenmesinin ana unsurları olarak ortaya çıkmıştır.

İş Birliği Konseyinin çalışmasının yol haritasında bölgenin ticaretinin arttırılması, ticarette engellerin kaldırılması öncelik taşımaktadır. İttifakın ana amacının ülkeler arasında bir Serbest Ticaret Bölgesinin kurulması olduğuna paralel olarak iş konseyleri, ülkeler arasındaki ticaret, doğrudan dış yatırımlar, teknoloji transferi, bankacılık, ödeme sistemlerinin kolaylaştırılması, üye ülkelerdeki ekonomik gelişmeyi hızlandırma bakımından ana eylem alanı hazırlayarak işe başlamıştır.

İş konseyleri, sınır ve kıyı ticareti, ticaretin serbestleştirilmesi, KOBİ’lerin teşviki, malların ve kişilerin sınır ötesi hareketlerinin kolaylaştırılması, iş seyahatlerinde vize kurallarının yumuşatılması yönünde de çalışılmalar yapmaktadır.

İttifak ülkeler arasındaki İletişim başta olmak üzere ulaştırma şebekeleri ve altyapılarının entegrasyonu ile bölgesel alanda ekonomik bütünleşmenin stratejik unsurlarının adımlarını amaçlamıştır. Bu çerçevede ülke uzmanları iletişim, demiryolu, karayolu, denizyolu ve havayolu altyapılarında koordinasyon çalışması yapmaktadırlar. İttifakın 30 yıllık bu süreçte enerji güvenliği ve ulaşımı, çevre kirliliği, demiryolu, karayolu, limanlar iletişim ağları konusunda ülkelerin birbirlerine entegrasyon çalışmalarda mesafe alındığını görmekteyiz.    

Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü üye ülkelerinde geniş enerji havzaları yanında verimli ve geniş topraklar bulunmaktadır. İttifak ülkeleri bitki yetiştirme, toprak ıslahı, hayvan üreticiliği ve veterinerlik bilimi, su kültürü ve çevre, tarıma dayalı sanayi, gıda işleme ve ambalaj sanayiinde iş birliği yapması sonucunda yeterli gıdaya sahip olabileceklerdir.

1994 yılında Tiflis’te imzalanan anlaşma gereği yatırımların finansmanı için Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankasının kurulma kararı verilmiş, banka 1998 yılında Selanik merkezli olarak faaliyete geçmiştir. 2000’li yılların başından itibaren örgütün Parlamenter Asamblesi İstanbul’da, Etütler Merkezi ise Atina’da faaliyet göstermeye başlamıştır.

Kuruluşundan bu yana 30 yıl geçmiş olduğu halde Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı, bölgemizde birçok işe imza atmış olmasına rağmen dünyadaki benzerleri gibi başarılı olduğunu söylemek güçtür. İş Birliği Örgütünün istenen şekilde yol alamaması nedenleri arasında Avrupa Birliği’nin Balkan ülkelerini içine alacak şekilde genişlemesi, proje fikri sahibi olan ülkemizin ilk on yıllık dönemde güven unsuru taşıyacak güçlü hükümetlere sahip olamaması, proje sahibi Özal’ın 1992 yılında İstanbul zirvesinde yapacağı konuşmanın dönemin başbakanı Demirel tarafından engellenmesi ittifakın sancılı doğmasına neden olduğunu belirtmekte yarar bulunmaktadır.

Bölgedeki çatışmaların bitmemesi ve tüm olumsuzluklara rağmen Karadeniz Ekonomik İş birliği enerjinin batıya taşınması ve güvenliği, demiryolu, karayolu, denizyolu altyapısındaki ulaştırmadaki gelişmeler ve çevre kirliliğindeki başarılı çalışmalar ittifaktan ümit kesilmediğini gösteren olumlu gelişme olarak değerlendirilmektedir.