Kaybolan Bebek

30 okunma Kasım 2021

Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmayan Franz Kafka, Berlin’de bir sokakta dolaşmaktadır.  Ağlayan bir kız çocuğuna rastlar. Çocuğun, sonunda parkta çok sevdiği oyuncak bir bebeği kaybettiği için ağladığını anlar. Kafka, çocuğa bebeği beraber parkta ararlar ama o gün bebeğin kaybolan izine rastlamazlar. Ertesi gün aramaya karar verirler.  Ne de olsa Kafka’nın bu çok içine işlemiştir.

Ertesi gün beraberce tekrar ararlar,  o kadar ararlar ki, sonunda bir banka oturup ümitsizce birbirlerine baktıktan sonra, Kafka kız çocuğuna, cebinden çıkardığı bir mektup verir. Derki, sevimli kıza “Bu mektubu, sana bebek gönderdi’’. Tabi mektuba bakan sevimli kızın gözlerinin içi güler ve aynı zamanda şaşırır. Kafka kendinden emin şöyle bir banka sırtını yaslayıp, iki eli ceketini yakasında, parkın ağaçlarına bakarken “Oku bakalım ne yazmış der’’   Kız sevinç göz yaşları ve minnet bakışlarından sonra mektubu açar ve okur: “Mektupta lütfen ağlama, dünyayı görmek için gezmeye çıktım ve sana gördüklerimi yazacağım.”

Bu Kafka’nın hayatında bir dönüm noktası olmuştur.  Böylece Kafka’nın hayatında, yaşamının sonuna kadar devam edecek, bir hikâyeler silsilesi başlar. Kafka, kızla her buluşmasında, bebeğin maceralarını anlatan, mektupları sürekli, çocuğa okur ve çocuğun çok mutlu olduğunu görür. Kafka Berlin’e dönmeden önce, bir oyuncakçı dükkânından bir bebek satın alır. Sonrasında, kız çocuğu ile buluşmaya gider, bebeği ona uzatır. Kızımız, bebeğe bakar bir de Kafka’ya, “Ama bu benim bebeğime benzemiyor’’. Kafka, çocuğun heyecanı kaybolmadan bebeğin yazdığı başka bir mektup verir: “Mektupta, seyahatlerim beni değiştirdi yazmaktadır.”  Kız çocuğu bebeğini kucaklar ve hızlı bir şekilde mutlu olarak evine gider.

Bir yıl sonra Kafka ölür... Yıllar sonra kaybolan bebeğin sahibi kahramanımız yetişkin bir kız olur. Bebeğinin içinde bir mektup bulur, mektupta şöyle yazmaktadır. “Sevdiğin her şey muhtemelen kaybolacak, ama sonunda sevgi başka bir şekilde geri dönecek. 

İmza: Franz Kafka.

Hikâye de çok fazla gizli mesaj ve öğreti var. İşin sırrı mutluluğu yakalamak için farkında olmak gerekiyor. Demek ki siz mutlu olurken birilerini de mutlu edebilme potansiyeliniz artıyor… Tabi ‘Sevgi’ emek isteyen bir şey maalesef emek olmadan olmuyor. Küçük yüreklere umut aşılamak ve hayal dünyasını zenginleştirmek hepimiz için önemli olmalıdır. 

 

BİLİYOR MUYUZ?

Ağaçlar Kaç Yıl Yaşar

Vişne-40-50 yıl; Fındık Ortalama:150-200 Yıl; Asma (Üzüm) 40-50 Yıl; Kiraz:60 -70 Yıl; Ayva:50-60 Yıl; Çınar-1000; Kestane: 200-500; Sedir-1000; Kavak-Söğüt:100-150 yıl; Meşe, Ihlamur, Köknar 1000 Yıl; Kayın 900 Yıl; Zeytin 400 Yıl; Elma, Armut 300 Yıl; Ceviz: 500 Yıl; Çam: 100 ila 1000 yıl; Şeftali: Ortalama 30 Yıl Yaşar; Badem Ağaçları Ortalama 50 Yıl Kadar Yaşar.

 

GÜLELİM 

KARIŞMAM KARDEŞİM

Adamın biri bahçesinde otururken hayvan dışkısından top yapan bir böceği görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:

- Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?

Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış. Derdine kimseler çare bulamamış. En sonunda bilge bir doktor ''Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin" demiş.

Adam 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyormuş. Birileri dayanamamış sormuş. "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu rahatlık ne be adam !"

Adam şöyle cevap vermiş

- Kurban olduğumun bir kere işine karıştım bana kırk gün pislik yedirdi, ister yüzdürür, ister batırır ben karışmam kardeşim.

 

GARİP BİLGİLER

*Saatin icadından önce, belirli bir süre boyunca yanmaya ayarlanan mum saatleri vardı. Hatırlatıcı veya alarm kurmak istediğinizde, istediğiniz zamana denk gelecek şekilde muma bir çivi tutturuyordunuz ve mum o seviyeye kadar eridiğinde, bunlar metal mumluğun üzerine düşüp ses çıkararak sizi uyarıyordu.

* Filler, sırtlarındaki deri kıvrımlarını sivrisinekleri ezmek için kullanırlar.

* Arıların başlarının üzerinde 3 küçük, ön tarafta ise 2 büyük olmak üzere toplam 5 gözleri bulunuyor.

* Singapur'da sakız bulundurmak veya satmak yasak.

* Eski Mısırlılar kedileri öldüğünde kaşlarını kökünden kazıyarak yas tutuyorlardı.

 

TARİHE KAZINMIŞ BİRBİRİNDEN İLGİNÇ OLAYLAR

Dev mürekkep balığı

Amerika sularında kayıt altına alınan dev mürekkep balığı var. Genellikle Asya'da görülmesine rağmen bu balık türü; Amerika'daki bilim insanları tarafından, suyun 750 metre derinliğinde 120 saatten fazla sürede denizdeki canlıların tespit edemediği özel kamera sistemi sayesinde yakalandı.

Carrington Olayı

1859'da meydana gelen olay, tarihteki en büyük güneş fırtınası olarak görülüyor. Olayın yaşandığı gece; gökyüzü kırmızı, yeşil ve mor auroralar ile kaplanmıştır. Manyetik alandaki ışık, aynı anda birçok bölgeden görülmüştür.

Ölülerin mezarına çan bırakıldı

Eski dönemlerde diri diri toprağa gömülen sadece Büyük İskender değildi. Tıp bilgisinin yeterli olmaması nedeniyle beyin ölümü gerçekleşmeyen insanlar çoğunlukla öldü sanılarak gömülüyordu. Bu hatalara karşı çan formülü geliştirildi. Çanlar tabutun içine giren bir ipe bağlıydı. Eğer kişi yanlışla gömülmüşse uyandığında ipi çekerek çanı çalabilir ve toprak altından kurtulabilirdi.

 

PRATİK BİLGİLER

*Rutubet lekelerinden kurtulmak için limon tuzunu su içinde kaynatıp bir bez yardımıyla lekeli yere yayın.

* Çay ve kahve bardaklarındaki inatçı lekelerden kurtulmak için önce sıcak suyla doldurup içine yumurta kabukları atın.

* Pencere ya da kapıların yakınına bırakacağınız çubuk tarçınlarla karıncaları evden uzaklaştırın.

 

ÖZLÜ SÖZLER

İnsanların seni çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır. (Bukowski)