Tüm kültürlerde ve ülkelerde, yaş, cinsiyet, kıdem, hiyerarşik konum ayrımı olmadan çalışanların karşılaşması muhtemel bir işyeri sorunu olan işyerlerinde psikolojik taciz (mobbing), iş ahlakına aykırı sistematik yürütülen bir işyeri sorunudur.
Mobbing, kadını iş hayatından uzaklaştıran nedenlerin en önemlilerinden biridir. Mobbinge uğrayan kadın çalışanlar; baskı, psikolojik şiddet, dedikodu, iftira, taciz gibi sorunlarla karşılaşmaktadır. Özellikle bazı sektörlerde ve “erkek işi” olarak görülen iş kollarında çalışan kadınlar, cinsiyetçi yaklaşımlardan kaynaklı mobbinge uğramaktadır. Yine kadının kadın olmaktan kaynaklanan özellikleri, doğum, hamilelik gibi süreçleri, kılık kıyafet tercihleri en önemli mobbing nedenleri arasındadır. Birçok kadın çocukları ve evi geçindirme uğruna zorluk ve zulme karşı sessiz kalmak zorunda kalmıştır.
Ancak, 6284 sayılı kadını koruma kanunu çıktıktan sonra erkekler daha çok mobbing görmeye başladı. Eşinin istediği eşyayı almayan, eşini aldatanlar ve özgür hayat isteyen birçok kadın bu kanunu kullanarak rahat edelim havası yüzünden eşlerini evden uzaklaştırma verdirmek suretiyle boşanma oranları ve kavgalar daha çok artmıştır. Barışmak yerine kavgayı tercih ederek kanunun verdiği destek ile aile ve işyerlerinde huzurun bozulması artarak devam etmektedir. Bu kanunun yeniden erkeği de koruyacak şekilde ortak bir yol bulunması gerekmektedir.
Bireyin iş yerindeki huzurunu etkileyen mobbingin en belirgin türünden biri de dedikodudur. Dedikodu yapılması ve kişinin bunu hissetmesi özgüvenini sarsan davranışlardandır. Ki işyerinde yapılan dedikodular nedeniyle çok cinayet işlenmiştir. Diğer bir mobbing türü, bireyin farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Farklı bakış açısı, din, dil, ırk, yaşam şekli ve kılık kıyafetinden dolayı dışlanma; bireyin sessizleşmesine ve pasif kalmasına yol açmaktadır.
Ayrıca bu durumla karşılaşan çalışanların kuruma karşı aidiyet duygusu da zedelenmektedir. İş dünyasında en çok karşılaşılan mobbing örneklerinden biri de bireyin yaptığı işlerin sürekli eleştirilmesi, eksik ve yetersiz bulunmasıdır. İşi takdir edilmeyen, yani motive edilmeyen çalışanların hem özgüveni azalmakta hem de bu kişiler çalışma hayatından uzaklaşmaktadır.
Her türlü mobbing, kendine güvenmeme, stres, kaygı, mutsuzluk ve başarısızlık gibi duygu durumlarını beraberinde getirmektedir.
Dış güçlerin, ülke içindeki pek çok gönüllü kuruluşların, zaman zaman da ilgili devletler veya hükumetler tarafından kurulan resmi veya gayri resmi propaganda, iletişim kurum ve kurulları ile mobbing uygulanır!
Sonuç itibariyle de esasen psikolojik savaşın bütün metotlarının uygulandığı her türlü yazılı ve sözlü medya, en önemlisi de çıkardıkları meclis kararı olmasa da yönetmelikler ile bunları icra edecek bürokratların kendilerine vaat edilen mevki makam ve maddi kazançlarla mobbing desteğiyle baskı yapmaktır.
Mobbing, her sahada ve her kişiye uygulanır! Aileden ülke yönetimine kadar her yerde sistematik baskı ile insanlar pasifize edilir ve kolay yönetilir hale getirilir.
Türkiye’de en çok uygulanan psikolojik taciz mobbingtir! Toplumun temel dinamiği olan aileden başlayarak; ülke yönetimine kadar her yerde başta korku, mevki, makam, kaos, ekonomik kriterlere spekülatif müdahaleler sonucunda toplumun kendini emniyetsiz ve gelecekten mutsuz ve umutsuz sağlanarak sistematik baskı ile insanlar pasifize edilir! İnsanlar inanmadıkları halde, etik, inanç yapılarına uygun olmadıkları halde kendilerine dayatılan mobbing-psikolojik savaşın etkisinde kalarak çok kolay yönetilir hale getirilir..!
Türkiye’de en çok uygulanan psikolojik taciz “öğretilmiş çaresizlik”tir!
Denekler aslında ruh yapısında istemediği halde istenilen noktalara yönlendirilerek grup davranışı göstermesi sağlanarak deneklerde yapılan başarı ile kitleleri yönetebileceklerine inanarak ve denekleri de inandırarak hedeflerine ulaşırlar ..!
Sistemli yapılan psikolojik saldırı, insanların ruh halini olumsuz yönde etkiler. Her an başına, sevimsiz bir şeylerin gelebileceği endişesi ile güvensizlik ve karamsarlık içinde yaşamaya başlar. Kurbağa sendromu uygulaması başarıya ulaşır..! Sistem onu yaşadığı hayatın doğru olduğuna inandırmıştır.!
Çünkü Türkiye’de de yaşandığı gibi kişi bulunduğu ve çalıştığı makamın, eşinin çalıştığı ortamın ve çocuğun okuduğu okulun ve sürdüğü yaşantının, inanç felsefesinin tamamen kendisine dayatılan sistem içinde olduğunu öğrendiği gün artık bundan vazgeçemez..!
Dünyayı idare eden küresel sermaye yani şeytani güç ülkelerdeki kurduğu yönetimler hükümetler, paralel yapıların içindeki gizlenmiş kripto elemanlarca; kısaca bütün gönüllü teşekküller içindeki mensuplarına sağladıkları menfaatlerle onları inandıkları gibi değil yaşadıkları gibi inandırmaya mecbur ederler..! Özellikle polis, eğitim ve üniversite camiasında mobbing çok görülmüştür.
Bununla ilgili bir üniversitede talebeler üzerinde yapılan bir çalışma var.
Bu çalışmada psikolojik savaş sonucunda sadece devletlerin, hükumetlerin, normal insanların etkilenmesi kadar “denek olarak seçilen gençlerin” bile nasıl etkilendiğini ortaya koymaktadır..!
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE PSİKOLOJİK SAVAŞIN SONUÇLARI!
“Bir üniversitede profesör, elinde bir fare ve kutu ile salona girdi. Öğrencilerin şaşkın bakışları arasında fareyi kutunun içine koydu ve kapattı. Kutunun hava almadığı açıktı. Salona dönerek: “Bu kutuya iki gün kimse dokunmayacak, dokunan bu dersi geçemez!” dedi ve salondan çıkıp gitti.
Salondaki öğrenciler olaya bir anlam verememişlerdi. Kimisi kutunun içindeki fareyi çıkarmayı düşündü ama cesaret edemedi. İki gün boyunca ders görülen o sınıfta kutu öylece kaldı. Ne olacağını merak ederek iki gün geçirdiler. İki gün sonunda tekrar dersi olan profesör salona girdi ve kutuya yaklaşarak açtı. Tabi ki, kutunun içindeki fare artık yaşamıyordu. Öğrencilerden birçoğu üzülmüştü. Profesör sınıfa dönerek farenin neden ölmüş olabileceğini sordu. Sınıftan birçok farklı ses ve fikir yükseldi; “Havasızlıktan’, ‘Açlıktan,‘Susuzluktan’…”
Her öğrenci olabilecek ihtimalleri saymıştı. Profesör kutuyu havaya kaldırıp içini öğrencilere gösterdi. Kutunun her tarafı içerdeki fare tarafından kurtulmak için kemirilmiş vaziyette ve minik deliklerle kaplıydı. Öğrencilerine mücadelesiz bir hayatın sonuçlarını ibretlik olarak değerlendirerek ardından devam etti:
“Hepiniz kutuyu biraz incelediğinizde görüyorsunuz değil mi? Fare anlaşılan bu kutudan çıkmak için epey mücadele etmiş. Bunu kutunun içindeki minik diş izlerinden ve ufacık birçok delikten anlıyoruz..! Ancak şu var ki fareyi sizin dediğiniz gibi ne havasızlık, ne de açlık öldürdü. Farenin ölümüne neden olan iki şey var; kararsızlık ve korku..!
Kararsızlık oluştu; çünkü fare kutunun her yerini parçalayıp, her noktayı ayrı ayrı kemireceğine sadece tek bir köşesini ısırıp parçalasaydı ve bunda da kararlı olsaydı o deliği büyütecek ve kutudan kurtulacaktı.
Korku oluştu; çünkü eğer siz öğrenciler benden ve notlarınızın düşmesinden böylesine çok korkmasaydınız, kutuyu açıp fareyi serbest bırakabilirdiniz. Ancak korkudan dolayı size yanlış gelen bir şeye göz yumdunuz..! Hayatta sizi başarıya götüren yolda karşılaşacağınız en azılı düşmanlardır: Kararsızlık ve korku!
Kararsızlıkla zaman tüketmeyin. Kafanıza tek bir şey koyun ve o yolda ilerleyin.
Ve bu yolda size yanlış gelen şeylere göz yummayın. Göze batmaktan, grup davranışın dışında davranış göstermekten ve sesinizi çıkartmaktan hiçbir zaman korkmayın!”
Türkiye’de de gerek hükümetlerin gerek idarecilerin aldığı kararlara sessiz kalınmasından kaynaklanan problemler devam etmektedir diyerek dersten çıktı.
Mobbing uygulayan kişilerde kişilik bozukluğu ihtimalinin kuvvetli olduğunu belirten uzmanlar narsistik denilen, kendini diğerlerinden üstün gören, kimsenin başarısının kendi başarısının üzerinde olmadığını düşünerek kişilik özelliğinin özellikle mobbing uygulamaya müsait olduğunu söylüyorlar.
Özsaygının geliştirilmesi, algılama stratejileri geliştirmek, ruh sağlığını koruma becerilerini geliştirmek, mesleki becerilerini artırmak, sosyal destekler edinmek, çatışmayı yönetmek, örgüt iklimini yenilemek, yönetim değerlerinin yeniden yapılandırılması mobbinge başa çıkmada yapılabilecekleri arasındadır. Peygamberimizin “işi ehline veriniz” hadisi tutulmadığı sürece, siyaset, kayırmacılık, akraba gözetmek yüzünden başarısız ve beceriksiz idareciler mobbing uygulamaya devam edecektir. Rabbim böyle idarecilerden bizleri esirgesin inşallah.