MEVSİM BAHAR AĞAÇLAR KONUŞMAYA BAŞLADI. 

30 okunma Mayıs 2020

Ağaçlarla çocukluğumuzda tanışır, meyveleri için severiz. Başımızda kavak yelleri esmeye başladığında ise erguvan renkleri ve manolya kokuları başka bir anlam katar hayatımıza. Nisan ayı ile birlikte erguvanların iç içe leylak ve mor salkımları karşımıza çıktığında coşkularımız ve heyecanlarımız da yeni ufuklara doğru çoktan yola koyulmuştur bile... Hele Hatay, Adana ya da Turunçgillerin bölgesindeyseniz portakal çiçekleri kokusu her yeri sardı. 

         Kısacası ağaç güzeldir, ağaç doğanın incisidir ve biz ağacı severiz. Bu sevginin ötesinde ağaç hayatımızın ve geleceğimizin sigortasıdır, garantisidir. Bilelim ki, ağaç yoksa hayat da yoktur. Ağaç insana nefes aldırır, gölge olur güneşten korur, can verir, meyve verir, erozyonu önler, havayı kirleten gazları emerek atmosferin havasını temizler.

        Bu özelliklerini hiç birimiz inkar etmese de, dünyamızda hızlı bir ağaç katliamı yaşanmaktadır. Oysaki plansız, programsız hiç bir nedenden dolayı ağaç kesilmemelidir. Zorunlu durumlarda kesilenlerin yerine ise  uygun zamanda yenileri  dikilmelidir. Yakın geleceğimizi ilgilendiren iklim değişikliğinin en önemli nedeni yok edilen “Yağmur Ormanları”dır.

         Diğer bir olumlu yaklaşım “Orman Okulları”dır. Ağaçlık yörelerde ya da ormanlarda öğrencilerin aktif katılımı ile öğrenme ve öğretme metotlarının kullanıldığı doğal ortam okullarıdır. Öğrenciler kendilerini özgüven, saygı prensipleri ile geliştirirler.

        İngiltere’de, İskandinavya’da, Kanada’da, Almanya’da ve Amerika’da yaygınlaşmışlardır. Doğal yaşamla kuvvetli bir bağ kurarlar. Çoğunlukla anaokulu düzeyindedirler ve çocukları daracık koridorlarda, beton duvarlar arkasına hapsedilmelerine engel olma anlayışına sahiptirler. Bizde eskiden izcilik okulları çok revaçtaydı ama son zamanlarda ilgi ve çalışma azaldı. 

       Yaprak, tohum, yere düşmüş dal gibi doğada kendi başlarına buldukları malzemeleri kullanarak doğayı doğal bir yaklaşımla benimserler ve ekolojik eğitim almış olurlar. Bu öğrenciler ileri yaşlarda doğanın katledilmesi, ormanların yok edilmesi gibi olumsuz gelişmelere katılmaz ve hatta böyle fikirlere  karşı olurlar,

            Ağaçların kısaca faydaları şöyledir:  Şehirlerde serinlemeyi sağlarlar. Yapılaşmanın sorunlardan bir tanesi havanın ısınmasıdır. Bu durumlarda ağaçlar havanın serinletilmesinde büyük görev alır. Şöyle ki; yapılaşmanın bulunduğu bölgelerde ısı oluşumunu, gölge yaratarak ve su buharı püskürterek düşürüyorlar.

           Erozyon riskini azaltırlar: Doğal afetler yaşamak istemeyeceğimiz durumlardır. Doğaya zarar vermediğimiz sürece bu durumlarda da en büyük kurtarıcı yine doğadır.  Ağaçlar, erozyonu önlemede büyük görev üstlenirler. Toprağı bir arada tuttukları gibi, yüzey akışını yavaşlatırlar.

         İnsanları ultraviyole ışınlardan korurlar: Cildimiz için en büyük tehditlerden bir tanesi ultraviyole ışınlardır. Bu ışınların risk gruplarında çocuklar bulunur. Yapılan araştırmalar, insanların ağaçlar sayesinde ultraviyole ışınlara maruz kalma oranını %50 azalttığını gösteriyor. Bu sayede risk grubu içerisinde olan çocuklar; parklarda, sokaklarda veya okullarda rahatlık içerisinde zaman geçirebiliyor.

          Havayı temizlerler: Dünyadaki kentleşme göz önünde bulundurulduğunda, ağaçlar dünyamız için oldukça büyük öneme sahiptir. Havayı kirleten gazların birçoğunu yaprak ve kabukları ile filtrelerler. Bu zararlı gazların arasında ozon, sülfür dioksit, nitrojen dioksit, amonyak gibi zararlı gazlar yer alır.

        Aldıkları suyu, daha fazlasıyla geri verirler: İşte çok ilginç bir bilgi! Ağacın gölgesinin bir diğer yararı, su tasarrufu yapmasıdır. Çünkü buharlaşmayı büyük ölçüde azaltırlar. Yeni dikilmiş bir ağaç ortalama olarak 55 litre su ister. Ve aldığı bu suyu, doğaya tekrardan fazlasıyla geri bırakır.

        Ağaçlar tüm evren için gıda kaynağıdır: Dikilecek tek bir meyve ağacı bile yılda onlarca kilo meyve üretmektedir. Bu meyvelerden sadece insanlar yararlanmamaktadır. İnsanların dışında birçok hayvan için gıda deposu niteliği taşımaktadır.

 

         Ağaçlar sağlık sağlarlar: Araştırmalar gösteriyor ki, ağaçlar ile temas halinde olanlar hızlı bir şekilde iyileşiyor. Bunun yanı sıra, dikkat eksikliği gibi birçok durumda, ağaçlarla temas etmek belirtileri azaltıyor.

Ağaç konuşur mu? Bize ne der ona bakalım.

BİR AĞAÇTAN ON DERS

Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı. 

—Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi. Birden ağaç dile geldi:

—Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.

Adam heyecanla:

—Seni dinlemek isterim, dedi.

Ağaç konuşmaya başladı:

—At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle sana on tane hayat dersi vereceğim, dedi. Adam heyecanlanarak:

—Tamam dedi.

Ağaç:

—Dinle o zaman, dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı:

1- Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.” “Yaşlı kurda yol öğretilmez.”

2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar.

3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran, pirince en çok benzeyen beyaz taştır.

4- “Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir” (Cemil Meriç) İnsanı geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Engelleri fırsat bilmelisiniz.

5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç gücünü gövdesinden değ kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?

6- Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.

7- Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.

8- Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.

9- Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.

10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, insanların kulağına küpe olsun. “Her şey bir ağacı sevmekle başlar.” Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.

Adam ağaca tekrar baktı, “Aslında odun olan bu ağaç değil benmişim meğerse” diye geçirdi içinden.

Ayın sözü: “Bir Müslüman herhangi bir ağaç veya bitki dikerse, ondan yenilen şey kendisi için sadakadır, ondan çalınan şey kendisi için sadakadır, yabânî hayvanların yediği şeyler sadakadır, kuşların yedikleri sadakadır, bir kişinin ondan alıp eksilttiği şey de kendisi için sadakadır.” (Müslim, Müsâkât, 7)