Genç ve vizyoner iş insanı Kadir Soylu sağlam adımlarla yola devam ediyor
Bu ay da sizi çok keyifli bir röportaj ile buluşturuyoruz. Çünkü konuğumuz çok kıymetli genç bir iş insanı. Kadir Soylu başarıya genç yaşta ulaşmış, hayallerini gerçekleştirebilmiş 40 yaş altı iş insanlarımızdan biri. Yaklaşık 8 yıl önce röportaj yapmış olduğumuz ve hayatıyla, geleceğe yönelik hedefleriyle ilgili sorular sormuş olduğumuz Soylu’dan bu sefer geçen süreçte neler yaptığını, belirlediği hedef çıtasında nerelere ulaştığını ve bundan sonra varmak istediği noktaları öğrenmek istedik. Kısa sürede oldukça başarılı işlere imza atan genç ve vizyoner iş insanımızın anlattıklarından şirketine pek çok yenilik kazandırmaya devam ettiğini öğrendik. Babası İsmail Soylu’dan devraldığı bayrağı daha da yukarı taşımak için planlı, programlı bir şekilde çok çalışıyor. Prensiplerine bağlı, güçlü bir organizasyon kişiliğine sahip olan ve“ Globalleşen dünyamız da sürekli araştırmalar yaparak, kendini ve dolayısıyla şirketini yenileyebiliyorsan sektörde işini iyi yapan konumda oluyorsun” diyen Kadir Soylu, sadece Türkiye’nin ve bölgenin değil dünyadaki bütün piyasalarını takip ediyor, bunları derliyor ve yorumlayarak tercihlerini yapıyor. İşletmesinin günden güne nasıl büyüdüğünü, ileriye dönük planlarını, işini severek yapmanın başarıya giden en önemli yol olarak gördüğünü ve araştırmayı çok sevdiğini anlatan Kadir Soylu bu gün direksiyonuna geçtiği şirketini “Tutkuyla çalışan, başarıyı yakalıyor” düşüncesini hep aklında tutarak ve bu stratejiyle büyütüp geliştirerek geleceğe yönelik hedeflerine doğru gururla yol alıyor. Şimdilerde ise farklı projelere odaklanıyor. Kendileri için en doğru seçimin ne olduğu konusunda da birçok kişiden fikirler alırken hayatının akışına yön veren bu kararları uygulamaya geçiriyor. İş hayatına yeni atılan gençlere tüyolar veren Kadir Soylu kendisine dair bilinmeyenleri ve özel yaşantısını anlattı… Onu dinlemek çok keyifliydi... Hayallerini gerçekleştirebilmek isteyenlere ilham vermeyi amaçladığımız röportajımızı okumak eminiz sizlere de keyif verecek...
ÖNCELİKLE SON 8 YILDA Kİ GELİŞİMİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? 2015 yılında 10 dönüm civarında alan içerisine kurulan tesisimiz saatte 90 metreküp üretim kapasitesine sahipti. 6 adeti transmikser, bir adeti 43 metre yüksekliğe kadar döküm yapabilen özellikte pompa, bir çimento silobası olmak üzere 10 aracımız vardı ve 20 kişi istihdam ediliyordu. Erzin, Dörtyol, İskenderun, Arsuz, Belen İlçelerine kadar hizmet verebilen şirketimizin bünyesinde saatte 120 metreküp üretim kapasitesine sahip santral, 5 beton pompa, 10 tane transmikser, 1 tane çimento silobası ve agrega taşıması yapan 4 tane tır yer almaktadır. Yani bu süreçte teknolojik gelişmelere uygun bir şekilde komple yenilendik. C16’dan C 60’a kadar tüm sınıflardaki betonları üretebildiğimiz gibi müşterilerimizin özel taleplerini de rahatlıkla karşılayabiliyoruz. İstihdamımız da 50’nin üzerine çıktı. AR-GE’DE NE DURUMDASINIZ? Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veren firmayız. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda yatırımımızı tamamen Ar-Ge odaklı gerçekleştirdik. ISO ve TSE belgelerine sahibiz. Ürettiğimiz ürünleri kendi laboratuvarlarımızın yanı sıra Bayındırlık Bakanlığı’na numuneler göndererek kontrol ettirmekteyiz. Belki maliyetimiz daha yüksek oluyor ama kaliteye çok önem verdiğimiz için OYAK Çimento tarafından üretilen CEM 3 tipi çimento ürününü tercih ediyoruz. Bu çimentonun neme, sülfata dayanma özelliği var. Bölgemizin nemli olması, rutubetten çok etkilenmesinden dolayı sulfata maruz kalıyor. Ürünlerimiz bölgede tercih edilen marka haline gelmiştir. YENİ PROJELERİNİZ VAR MI? Beton santrali inşaat sektörünün bir parçası. Bu nedenle aynı sektörün devamı olarak gördüğümüz yap sat işine girmeye karar verdik. Dörtyol’un konumu itibariyle değerli bölgesinde bulunan ailemize ait yaklaşık 2,5 dönüm üzerine hem bugün hem de gelecek için tasarlanmış şartlar ve ekonomik durum göz önünde bulundurularak kaliteli, ideal bir ev konsepti oluşturduk. İlkemiz, topluma hizmet etmek ve bölgemizin refahına sonsuz önem vermektir. İnşaatımızı tamamladıktan sonra İskenderun’da da yeni konsepte oluşturacağımız projelerle yap sat işini devam ettirmek istiyoruz. Bir başka projemiz de Gümrüklü A Tipi Antre depo kuruyoruz. 10 dönümlük arazimizin 7,5 dönümlük kısmını kapsayacak olan yatırımımız 6 holden oluşacak. İçerisinde soğuk hava deposu da bulunacak. Ayrıca çatısında kendi elektriğini üreten güneş enerjisi santrali de bulunacak. Bölgemizde tahıl ürünleri ve gübre sektörünün ciddi olarak depoya ihtiyaçları bulunduğunu göz önüne aldığımızda yapacağımız yatırımımızın iş insanlarımız için çok önemli bir çalışma olacağına inanıyorum. Gelişmelere göre bu sektörde yeni yatırımları da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bir de dededen kalma narenciye bahçelerimiz var. Onları yetiştirip dalında satıyoruz. Ürünlerimiz genelde ihracata gidiyor. BETON SANTRALİ SEKTÖRÜNDE YENİ YATIRIMLARINIZ OLACAK MI? 2015 yılında kurduğumuz santralimizde kapasite, araç filosu, teknoloji, istihdam, müşteri portföyü konusunda başarı çıtamızı çok yüksek noktalara taşıdık. Talepler doğrultusunda istenilen ürünleri de üreterek ihtiyaçlarını giderebiliyoruz. Kapasitemizin üzerinde istekler olursa mobil santraller kurarak hizmet verebiliriz. Bu sektörde hedeflediğimiz büyüme noktasını yakaladık. Şimdi mevcudu korumayı sürdürerek paylaştığım projelere odaklanacağız.
SEKTÖRÜNÜZÜ DEĞERLENDİRMENİZİ İSTERSEM… Bölgemiz sanayi ve liman şehri. Krizlere rağmen yatırımlarına soluksuz bir şekilde devam eden müteşebbislerimiz hazır beton sektörünün hareketli günler yaşamasını sağlıyorlar. Özellikle İsdemir, Tosyalı Holding, MMK, Atakaş Grup gibi çok güçlü firmalarımızın sınırlarımız içerisinde yer almaları kapasitemizin artmasını sağladığı gibi özel taleplerde bulunmaları sayesinde de kendimizi ARGE anlamında geliştirme imkânına kavuşuyoruz. Proje ağırlıklı çalışan firmamız 2500 dereceye kadar dayanıklı betonlar üretebilir konuma gelmiştir. Şunu da belirtmek isterim ki; Dörtyol ilçemizde T.C. Varlık Fonu tarafından yaklaşık 3000 dönüm alan üzerinde yapılması planlanan yatırımın faaliyete geçmesini ve Amanos Tüneli’nin yapılmasını heyecanla bekliyoruz. Bu projeler bittiğinde liman sayısı açısından ciddi zenginliği bulunan bölgeye özellikle Güneydoğu kentlerinin sanayicileri yatırımlarını buralara yönelteceklerdir. Bunlar faaliyete başladığı zaman bölgemiz hareketlenecek ve altın çağını yaşayacaktır. HANGİ TEMEL DEĞERLERİ BENİMSEYEREK ŞİRKETİNİZİ İLERİYE TAŞIDINIZ? Asla kısa mesafe koşucusu değilim. Uzun vadede; şirketlerimizi büyütüp gelecekte hangi noktalara taşıyabilirim diye düşünerek güçlü adımlar atmaya çalışıyorum. Değişime açık olmak, sürekli öğrenmeye inanmak, işini sevmek ve sahada bir fiil çalışmak benim temel iş felsefelerimi oluşturuyor. Rekabetin had safhaya ulaştığı çağımız, hantal yapılara müsaade etmiyor. Biz de bunun farkındayız ve şirketimizin sahip olduğu dinamizmi korumak istiyoruz. Kaliteyle birlikte hizmet çabukluğunun, ürün fiyatının önem kazandığı bir dönemde yaşadığımızı düşündüğümüzde hizmet ve ürün kalitelerini en üst düzeye çıkartmak için sürekli bugünden birkaç yıl sonrasının planları üzerinde yoğunlaşıyoruz. Tabi iyi olmak ve doğru kararlar vermekte önemli. Dolayısıyla büyüme planlarımızla örtüşen, ölçeklendirilebilir ve dinamik bir sistem kurgulamak istiyoruz. Pazarın dinamiklerine hâkimiyetimiz, yeni nesil yönetim anlayışımız, insan kaynağı profilimiz gibi güçlü yanlarımız sayesinde katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi için verimli bir şekilde var gücümüzle çalışıyoruz. Ama“kalıcı, sürekli ve hızlı büyüyen bir firma olmamızın arkasında “tutkuyla çok çalışmak, en iyisini yapmak var” diyebilirim. Akıllı ve çalışkan insan gücü ise başarıya giden yolda diğer en önemli iki unsurlardır diyebilirim. Çalışanımızı orta ve uzun vadede şirket ortağı olarak görüyor, bu nedenle kendi şirketi gibi gören bu heyecanla çalışan ekip arkadaşlarımla yola devam ediyoruz. Dolayısıyla; her durumda sürdürülebilir işler yapmak bizim ana kuralımız. “BAŞARDIK, BÜYÜYORUZ” DİYEBİLİYOR MUSUNUZ? Her zaman “neyi daha iyi yaparım” diye düşünüyorum. Ekip olarak da düşünce yapımız bu şekilde. Bir hedefi geçtiğimizde, bir başarı elde ettiğimizde aslında daha iyisi olabilir miydik diye kendimizi sorguluyoruz. Biliyoruz ki potansiyelimiz var ve her zaman daha iyisi mümkün. ‘Biz artık olduk’ diye düşünmüyoruz, her zaman mütevazı olmaya devam ediyoruz.
İŞ YAŞAMINIZDA SİZE KOLAYLIK SAĞLAYAN UNSURLAR NELER OLDU? İş hayatımdaki kademeleri yavaş yavaş geçtiğim için aslında beni zorlayacak çok fazla şey olmadı. Bana iş hayatımda kolaylık sağlayan en önemli unsur babam İsmail Soylu’nun tecrübeleri oldu. Birinci kuşağın tecrübeleri, yeni jenerasyonlara büyük ders oluyor. Bu çok büyük bir avantaj. Bu tecrübelere sahip olabilmek için ya sizin yaşayarak öğrenmeniz ya da birinci kuşağın yanınızda, her zaman sigorta gibi olması lazım. Tecrübe gerçekten çok önemli ve parayla satın alınamıyor. O yüzden hala adımlarımı atmadan önce babama danışıyor onun fikirlerini alıyor sonra yola devam ediyorum. BABANIZIN HANGİ YÖNLERİNİ ÖRNEK ALIYORSUNUZ? Babayla çalışmak çok büyük sorumluluklar getiriyor. Babanın tabi ki evlatlarından beklentileri oluyor. Bu beklentileri karşılayabiliyor muyum acaba endişesi bir noktada sorumluluk olarak üstünüze biniyor. Daha öncesinde de söylediğim gibi özellikle baba ile çalışıyor olmak ve onun tecrübelerinden faydalanmak inanılmaz artı bir değer katıyor. Onun en önemli tavsiyelerinden bir tanesi ‘Acele karar vermeyin. Mutlaka müzakere edin, iyi hesaplayın, sonuçlarını düşünün ve hayatı satranç olarak görün. Sonraki hamleleri de mutlaka hesaplayın ondan sonra hareket edin’ cümleleridir. Ne kadar çok şey öğrendiğimi bu gün işlerin tamamına yakınını üstlendiğimde daha iyi anladım. Şirketin değerlerini babamın hayat prensipleriyle uyumlu kılarak ölümsüzleştirmek istiyorum.
ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN NASIL GELİYORSUNUZ? Hayatta hiçbir şey gerçekten kolay değil. Özellikle iş yaşamında ciddi zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Zorluk çekiyorsam hemen ‘Ben bir yerde hata mı yapıyorum? Ben bu işte yetkin miyim, bu işi yapmaya çalışıyorum? Bilen birine sormadım, kapasitemden yüksek sorumluluklar üstlenmiş olabilirim’ gibi kendi kendime sorular yöneltirim ve sonra da düşünür analiz ederim. KARAR VERME SÜREÇLERİNDE NASIL HAREKET EDİYORSUNUZ? Zorlukları aşabilmek için gereğinden fazla mesai harcamam ve asla pes etmemem gerektiğini bilirim. Her konuya geniş bir perspektiften bakarak işe başlarım. Mantıkla ve sayılarla karar vermeye çalışıyorum. ÇALIŞMA HAYATINIZDA EN ÖNEMLİ PRENSİPLERİNİZ NELERDİR? Olumlu ve yapıcı bir tutum içinde olan insanlar, güçlü yönlerine odaklanır ve hayatta ellerinden gelen en iyi işi yapabilecekleri fırsatları yaratırlar. Böylece de yaptıkları işi seven, sevdikleri işi yapan insanlara dönüşürler. Bendeki başarı felsefesi de aynı paralelliktedir; ‘Öncelikle erişilebilir noktalara hedeflenir ve orta vadeli başarılara odaklanırım. Ne yaparsam yapayım en iyisini yapmak için mücadele veririm.’ HAYATTA ASLA YAPMAM DİYECEĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI? Her şey insanın başına gelebilir. O nedenle asla yapmam diyebileceğim bir şey yok. Hiçbir işi yarım bırakmayı sevmem. EN SEVDİĞİNİZ VE SEVMEDİĞİNİZ HUYLARINIZ NELERDİR? Çalışmak, yardımlaşmak, merhametli ve çevreye faydalı birey olmak sevdiğim huylarım arasındadır. İnsanlarla iyi geçinebiliyorum. Hayata olumlu tarafından bakıyorum. Her yeni gün benim için yeni bir umuttur. Kendimle barışık ve pozitif bir insanım. Herkesin arkasından konuşmayan, düşündüğümü yüzüne söyleyebilen, açık sözlü bir kişiliğe sahip olduğumu düşünüyorum. Organizasyon ve zamanı yönetme becerim hayatımı her daim kolaylaştırıyor. Eğer yeni bir şey benim mantığıma uyuyorsa bir öncekini değiştiririm. Standart bir insan değilim. Üretmeyi, çalışmayı seven, yenilikçi bir insanım. Bir işi bitirme konusundaki ısrarımı, bazen sinirlendiğimde ani bir şekilde fazla tepki gösterme huylarımı sevmiyorum. NEYE TAHAMMÜLÜNÜZ YOK. EN ÇOK NEYE KIZARSINIZ? Benim mottom, dürüstlük, saygı ve adalet üstüne kuruludur. Ticari ve özel yaşamımda işini yapmayan insanlara, eksik bilgiye, yalana, disiplinsiz davranışlara, haksızlık ve art niyete çok kızarım. Özellikle ön yargıyla yapılan yaklaşımlardan hiç hoşlanmıyorum. İnsanlar bazen sormadan, irdelemeden kendisince olumsuz bir düşünceler oluşturuyor.
HAYATTA BİR PİŞMANLIĞINIZ VAR MI? Pişmanlığın olmadığı bir hayat yoktur. Bana göre pişmanlık, yeni bir öğrenme şeklinin başlangıcıdır. Herkesin hayatında olduğu gibi benim hayatımda da oldu. Ama bunu hep öğreti olarak algılamışımdır. Dün doğru görüp yaptığım şeyler bugün bana başka kapılar açmıştır. Ben hayatımın tüm kararlarıyla kendimi seven ve kabul eden bir insan olduğum için eğer bir pişmanlık varsa o da benim hatam veya o günün doğrusu olarak algılarım, pişmanlık olarak değil. O günün doğrusu oydu ve o kararı aldım. Ama bugün beni ben yapan da dün verdiğim yanlış kararlar olduğunu düşünüyorum. ELİNİZDE SİHİRLİ BİR DEĞNEK OLSAYDI, DÜNYADA NEYİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ? Bütün insanlığın, insanca yaşamasını isterdim. Adaleti tesis ederdim. O yüzden yoksulluğu, açlığı, salgın hastalıkları, terörizm ve savaşları durdururdum. Tüm insanların her alanda eşit olduğu bir dünya olmasını sağlardım.
DEVAMI DERGİNİZ RAPOR'DA..