Ersin Kelle: “HEDEFİ DOĞRU BELİRLEMEK BAŞARIYI GETİRİR”

Ağustos-2024

Ersin Kelle: “HEDEFİ DOĞRU BELİRLEMEK BAŞARIYI GETİRİR”

İş, “ Keyif Alabilmektir!”

“Başarıda Meslek Sırrı Değil, Meslek Aşkı Önemlidir”


Bir Amerikan atasözü der ki “Bir kişiyi yargılamadan önce onun makosenleri ile bir gün boyunca yürümeniz gerekir.” Yani diyor ki yargılamadan önce onun ayakkabılarını giy bir gün boyunca dolaş. Yani diyor ki onun geçtiği yollardan bir geç bakalım. Yani diyor ki yaşadıklarının onda bıraktığı iyiliği ya da kötülüğü biliyor musun? Ne yaşamış, nasıl etkilenmiş biliyor musun? Bilmiyorsan yargılamayacak, yaftalamayacak, etiketlemeyeceksin!
Neden mi böyle bir giriş yaptım?
Bu ay kapak konuğumuz iş insanı Ersin Kelle’yi daha iyi tanımlayabilmek için… Onunki mücadele dolu bir hayat. Başarı hikâyesinde öyle bir azim, öyle bitmez bir umut ve öyle sonsuz bir inanç var ki; bu yazı bittiğinde okuyan herkes kanaatimce yaşamında yarım bıraktıklarına yeniden sarılma gücünü kendisinde bulacak.
Belen İlçesi’nin Bakras Köyü’nden İskenderun’a uzanan yaşam yolculuğu sırasında sorunlar karşısında asla pes etmeyen ve her zaman çözüm odaklı olan 42 yaşındaki iş insanımızla ilk tanıştığınızda onu soğuk ve durgun bulabilirsiniz. Dış görüntüsünün tam tersine içinin eşsiz güzelliği yüzüne yansımış, oldukça sempatik, sakin ve sevecen… Sımsıcak bir kişilik… Kalitesini her zaman korumasını bilen genç iş insanımızın gözlerindeki ışık, yüzüne yansıyan içten gülümsemesi çevresindekilere de olumlu enerji olarak yansıyor. Pozitif duruşu da insanlarla daha samimi ve mutlu etkileşim kurmasını sağlıyor. 
Yaşadığı zorlu ve sıkıntılarla geçirdiği her gününü kendisi için iyi bir şans olarak değerlendiren Ersin Kelle’nin yaşam öyküsünün bir çırpıda anlatılıp bitecek kadar kısa olmadığını ve çok fazla detaylarının bulunduğunu onu dinledikten sonra daha iyi anladık. Onun tutkusu ve kararlılığı da birçok girişimciye hayallerinin peşinden gitmek ve zorluklar karşısın da pes etmemek için ilham olacaktır. Eğitim tabii ki önemli bir unsur insanların kariyer hayatında ancak Ersin Kelle ortaokulu dahi okumadan sektöründe marka olmayı başarmış bir isim.
Genç iş insanımız ile geçmişi, günümüzü ve geleceği konuştuk... Motivasyonunuzu artıracak başarı hikâyemizi keyifli okumanızı diliyoruz.

KISACA KENDİNİZLE İLGİLİ BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
1982 yılında Belen İlçesine bağlı Bakras Köyü’nde üçü kız 5 çocuklu ailemin en büyüğü olarak dünyaya geldim. İlkokulu İskenderun’da okudum. Su Naz(17) ve Esin Naz(14) isminde iki kız evladım var.

AİLENİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
Babam Semir Kelle ve annem Emire Kelle köyde çiftçilik ve dericilik yaparak geçimimizi sağlarlarmış. Ancak gelirimiz yetmediği için babam Antakya’da bir mermer atölyesinde çalışırmış. Gidiş gelişler zor olduğu için ancak hafta sonları bizi görmeye gelirmiş. İkinci çocuğundan sonra askerlik görevini yerine getiren babam, geri döndüğünde ise sürekliliği olan bir işe girmek için Antakya dışında arayışlara başlamış. 1986 yılında da İskenderun’da bir mermer ve karo atölyesinde iş bulunca buraya taşındık. Babam iki yıl kadar sonra da oto garın karşısındaki bir mermer atölyesini ortaklı olarak devir alarak çalıştırmaya başladı. Ancak kısa bir süre sonra ortağı çiftçiliğe ve dolayısıyla köyüne geri dönmek istediğini söyleyince el çıkışarak, dostça ayrılmışlar. Babam da tek başına atölyeyi işleterek yolunda yürümeye devam etmiş. 

ÇOCUKLUĞUNUZU ANLATIR MISINIZ?
Size çocukluğumu anlatacağım ama arkadaşlarımla nasıl sokak oyunları oynadığımdan ya da okuma yazma öğrendiğim ilk günden bahsedemeyeceğim. Çünkü benim çocukluğum birçok kişinin çocukluğundan çok farklı geçti. Hayatta bir şeyleri elde edebilmek için sürekli çabalamak, çalışmak gerektiğini küçücük yaşımda öğrendim. Sabah veya öğleden sonra fark etmiyor okuldan eve gelir gelmez hiç beklemeden eski kıyafetlerimi giyerek atölyeye çalışmaya gidiyordum. Hafta sonları ise babamla birlikte işyerine gelirdim. Yani boş oturmak, sokakta oynamak gibi bir lüksüm yoktu. Ama benim hayatımın güzel kesitlerinden birisi ilkokul da geçti. Mutluydum çünkü tüm enerjimi teneffüslerde arkadaşlarımla oynayarak, sohbet ederek atardım. Hatta o günlerde büyüyünce mimar ya da mühendis olmayı hedefliyordum. Ancak minicik yüreğim içinde bulunduğum şartlardan dolayı da hayallerimi gerçekleştirmenin zor hatta imkânsız olduğunu da sanki hissediyordu. 

O GÜNLERİNİZİ NASIL DEĞERLENDİRMEK İSTERSİNİZ?
Bazen insan –hele belirli yaşlara geldiğinde- geçmişten söz ederken kendisini kaptırır gider. Sırtımda taşıdığım koskoca karamsarlık dolu o günleri şimdi tebessüm ederek hatırlıyorum. Birbirinden özel, anlamlı, değerli ve keyifli olduğunu anlıyorum. Gelecekle ilgili tozpembe hayaller kurduğum ilkokul çağımı belki çalışarak geçirdim ancak o günkü zorluklarda öğrendiklerim bu günkü yaşantımda işime yaradığı için çok mutluyum. 

NEDEN OKUMADINIZ?
Okumaya hevesli bir çocuktum. İlkokulda başarılı da bir öğrenciydim. Ancak orta birinci sınıfın ilk dönemi bittiğinde bir tek matematik dersim karneye zayıf gelince babam, ‘çocuğumun bir mesleği olsun. Koluna altın bilezik taksın’ diyerek bir daha okula göndermedi. 

O ÇAĞLARINIZA AİT İZ BIRAKAN ANILARINIZ VAR MI?
Yaşama erken atılan biri olarak özellikle köyümüzde geçirdiğim günleri ve beni çok sevdiğini her zaman hissettiren dedemi, yaz dönemlerinde hasat zamanı tarlada güneşin altında pamuk toplayışımızı, gölge olsun diye römorkların altında yemek yiyişimizi, tabi domatesin, kavunun, karpuzun tadını, kokusunu unutmam mümkün değil. Benim isim babam olan Dedem Abdo Kelle ile geçirdiğim güzel dakikalar, dertleşmem, sohbetlerimiz hep aklımda yer etmiştir. Doğduğum zaman benim için adak adamış. Çok net hatırlıyorum 7 yaşıma kadar saçlarım uzatıldığı için bir kız çocuğu gibi okula gittim. Yedi yaşımdan itibaren de bu güne kadar adak olarak koyun kesiliyor. Geçtiğimiz aylarda vefat eden dedemi her adağı yerine getirişimizde anıyoruz. Çok duygulanıyorum.

ATOLYEDE NELER YAPARDINIZ?
Çok yoğun çalışma tempomuz vardı. Bu hıza ayak uydurmak için de elimden ne geliyorsa yapıyordum. İş yerinin, mermer kuyularındaki çamurların temizlenmesine yardımcı olurdum.
Tenekelerle yüksek katlara sırtımda kum, mermer taşırdım. Akşam eve geldiğimde tüm vücudum ağrırdı, sızlardı. Mermerlerin parlaması ve pürüzlerinin gitmesi için zımparalama yapardım. Çoğu zaman bu işlemler sırasında parmaklarım kanardı ve kesilirdi. Tabi yara olan yerler acı verecek şekilde yanardı. Yaşadığım zorluklara ve sıkıntılara rağmen hiçbir şeyden şikâyetçi olmadığım gibi kendi içimden, ‘bir gün babam gibi bende başarılı olacağım ve kendi işyerimi büyüteceğim’ derdim. O hırs, azim ve inatla da çok çalışır ne iş verirseler yerine getirirdim.

SÜREÇ İLERLEDİKÇE GELİŞMELER NASIL OLDU?
Babam çıkardığı güzel işler sayesinde piyasada sektörde önemli bir isim olmuştu. Bireysel olduğu kadar müteahhitler tarafından toplu konut işleri, yazlık sitelerin mermerlerinin yapım işleri verilmeye başlandı. Gelir düzeyimizdeki iyileşme ve artış sayesinde 1992 yılında Akbağlar semtinde ev İskenderun Sanayii’nde şu anki bulunduğumuz 500 metrekare büyüklüğündeki iş yerimizi satın aldı. Yeni yerimizde ürünlerimizi teşhir etme imkânımız da oluştu. Bu sayede müşterilerimizle daha güzel ilişkiler kurmayı başardık. Görsel olarak ürünlerimizi sunmamız iş kapasitemizi de arttırdı.

BU ARADA SİZ İŞ YAŞANTISINA ALIŞTINIZ MI?
Artık okuyamayacağımı ve çalışmaktan başka çaremin de bulunmadığını iyice anlayınca kendimi tamamen işi öğrenmeye verdim. Yıllar geçtikçe meslekte öğrendiklerim sayesinde +kazandığım tecrübeler sayesinde çıraklıktan önce kalfalık sonra da ustalık kademesine geçtiğimi gördüm. Mermer kesimi, ölçülerin alınması, montaj yapmak gibi birçok işin içerisinde yer aldım. Farklı becerilerim, bakış açılarım ve iç görülerim sayesinde yaratıcı ve çeşitlilik içeren ürünler üretmeye başladım. Hayal ederek tasarladığım isimlik, sigara tablası, kumbara, abajur gibi küçük hediyelik eşyalardan numune olarak imal etmeye başladım. Evimize kenarları özenle işlenmiş sehpa yaptım. Yaşayan bir nesne haline getirdiğim örnek mermer ürünleri görenler; ‘Bunu kim yaptı?’ diye ilgiyle sorduklarına kaç kez şahit oldum. Tüm bu süreçlerde kendime olan özgüvenim çok yükselmişti.
Bu arada Arsuz’da 414 dairenin bulunduğu Damla Sitesi’nin mermer işini almamızla yoğunluğumuz arttı. Hatta sadece müteahhidin anlaşmalı işlerini değil ev sahiplerinin istediği özel işleri de yapıyorduk.  Bu gelişmeler kısa sürede ismimizin duyulmasını sağladı. Bilinirliliğimiz ve bize karşı duyulan güven arttı. Ayrıca yaptığımız bu yazlık siteden ev dahi aldık.

YAZLIĞINIZDA TATİL YAPABİLDİNİZ Mİ?
Sabah 7 de babamla birlikte evden çıkardım ama akşam geliş saatim belli olmazdı. İşçiler mesailerini bitirse dahi atölyede çalışmamı sürdürürdüm. Eve gelince yemek yer yemez halsiz bir şekilde divana uzanırdım. Yorgunluktan bitap düşen vücudum hemen gevşediği için uykuya dalardım. O nedenle yazlıkta tatil yapma imkânım olmazdı. Bazen babamdan izin alarak Cumartesi günleri işe gitmezdim. O zaman iki gün boyunca denize, havuza girerdim, dinlenirdim. 2002 yılında ise komando olarak askerlik görevimi yerine getirdim. Bu dönemimin en mutlu ve şanslı yıllarım olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

NEDEN?
Isparta’da başlayan askerlik sürecim, Hakkâri Yüksekova da devam etti. Terhisime 4 ay kaldığında çok bunaldığım için 15 günlüğüne izine İskenderun’a geldim. Bu arada babam kendisine bir otomobil almış. Arka camına da ‘Komando Ersin-82/2 Tertip’ yazdırmış. Bu yazıyı görünce inanılmaz duygulandım. Bana karşı olan sevgisini bu şekilde hissettirmeye çalışmış. Eve geldiğimin ertesi günü yine yardım etmek amacıyla işe gitmek için hazırlanırken ‘hayır sen dinlen’ diyerek gezmem için arabasının anahtarını verdi. Şaşkın olduğum kadar sevinçliydim. Hiç durmayarak önce İskenderun Caddeleri’nde turlamaya başladım. Bazı arkadaşları ziyaret ettim. Ardından Damla Sitesi’nde komşumuz olan ve çok sevdiğim Sevgi ablamı görmek için Sarımazı’daki evlerine gittim. Misafir olmasına rağmen zorla içeri davet etti. Burada kendisinin de akrabası olan eşim Tülin Hanımla tanıştım. Ondan hoşlanmıştım. Duygularımı Sevgi ablaya açınca verdiği destek sayesinde ikimiz arasındaki iletişim daha da hızlandı. Askerlik dönüşünde nişanlandık, iki yıl sonra da 2005 yılında evlendik. 
İkinci şansım ise izin bittiğinde birliğime teslim olmamdan birkaç gün sonra askerliğin on beş aya düşmesiydi. Yani 3 ay erken terhis olmuştum. 

ASKERLİK SONRASI HAYATINIZDA NELER DEĞİŞTİ?
Evlilik bende büyük değişimlere yol açtı. İşe karşı olan ilgim, hırsım daha da arttı. Çok yoğun bir tempoda dinlenmeden çalışıyordum. Amacım kendime özel evimi, arabamı alabilmekti. 2007 yılında ilk çocuğum oldu. Baba olmanın mutluluğunu yaşarken 2008 yılında sevincimi katlayan bir sürpriz daha yaşadım.  Babam işletmeyi bana devretti. Çocukların uğurlu geldiğini duyardım ama bizzat ben bunu ilk çocuğumun doğmasıyla yaşadım. İşyeri üzerime devredilince cesaretim inanılmaz yükseldi. Ölçülebilir riskleri alarak hiç çekinmeden rezidans, toplu konutlar, siteler gibi büyük kapasiteli iş anlaşmaları yapmaya başladım. Bankacılarla, müşterilerle direk ben temas kuruyor ve görüşmeler yapıyordum. Fuarları ziyaret ediyordum. İhracata yönelmek için araştırmalar yapmaya başladım. Yurtiçinde başta Hatay’ın merkez ilçesi Antakya olmak üzere İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Alanya, Muğla, Bodrum, Datça gibi çok çeşitli illerden siparişler aldım. Hatta yurt dışında yaşayan bölgemiz insanlarımızın çoğu benden ürün istiyorlardı. Ürünlerin tesliminin ardından o ülkeye giderek montajını da bizzat ben yapıyordum.

BUNLAR HANGİ ÜLKELER?
Romanya, Almanya, Irak, Fransa, Norveç gibi ülkelere ürünlerimizden gönderdim. 

BÜYÜMENİZİ NASIL DEVAM ETTİRE BİLDİNİZ?
Gerçekleştirdiğim bu hızlı açılımım sayesinde kazancımla hayalini kurduğum araba ve evimi aldım. Ancak 2015 yılında ülke genelinde yaşadığımız ekonomik kriz ve bazı olumsuzluklar nedeniyle bir anda işleri durağan hale getirdi. Kriz herkesi olduğu gibi bizi de derinden etkilemişti. Borçlarımı ödemek, bize karşı duyulan güveni sarsmamak için yeni aldığım evimi, arabamı sattım. Elimden ne geliyorsa yaptım. Çok kısa süre sonra da toparlanarak borçsuz olarak yeniden ayağa kalktım ve hedeflediğim yolda yürümeye başladım. Azimle, hırsla çalışarak kaliteli ve güvenilir bir marka oluşturmak için var gücümle mücadele ettim. Sonunda da hedeflediğim eski hareketli günlerimi yakaladım.

TEKNOLOJİDE DURUMUNUZ NEDİR?
2008 yılından itibaren teknolojik yeniliklere de uyum sağladım. İşimizde yüksek verim ve zamandan tasarruf sağlayan otomatik kesme makinesi, tavan vinci aldım. Bir yandan teknolojideki gelişmeleri yakalayarak hedef çıtamızı yükseltirken yeni yatırımlar için hem araştırmalar yapıyordum hem de fırsat kolluyordum. Nitekim 2022 yılına geldiğimizde Arsuz’un Arpaderesi Mahallesi’nde 1500 metrekaresi kapalı olmak üzere 3000 metrekare yer kiraladım. Buraya son teknoloji yeni bir kesme makinesi daha aldım. Altı ay içerisinde her şeyi organize ettim ve hazırlıklarımı tamamladım. Hedefim 2023 yılının ilk üç ayı içerisinde üretime girebilmekti. Ayrıca İskenderun Sanayi Bölgesi’ndeki yerimize 150 metre uzaklıkta 200 metrekare büyüklüğünde satın aldığım araziyi açık depolama sahası haline getirdim. Güzel gelişmeler yaşarken tüm ülkemizi yasa boğan deprem felaketi herkesi olduğu gibi beni de olumsuz etkiledi. Bütün planlarımı alt üst etti. Ciddi miktarlarda ürünlerimiz parçalanarak yok oldu ve büyük zararlara uğradım. Bu olumsuzlukların yaşandığı süreçte ne yapacağımı düşünürken gücümüzü aşacak şekilde kiraya zam geldi. Bunun üzerine de tekrar sanayideki mevcut atölyemize dönüş yaptık.

BU ARADA BABANIZ NE YAPIYORDU?
2017 yılında tüm ailemizi yasa boğan bir olay yaşadık. Kardeşim Esat’ı Arsuz civarlarında elim bir kaza sonucu kaybettik. Babam evladını kaybetmenin üzüntüsüyle uzun bir süre hiçbir iş yapmadı. Sonrasında da daha önceden bildiği, içinde olduğu inşaat sektörüne girdi. Zaman zaman işyerimize de gelerek bana destek oldu ve olmaya da devam ediyor. 

MÜŞTERİ PÖRTFÖYÜNÜZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
2008 yılında işin başına geçtikten sonra öncelikle mermer sektöründe çocukluktan itibaren kazandığım iş deneyimim olsa bile uzmanlaşmak ve ilerlemek istediğim yolu belirlemem gerekiyordu. Bu düşünceler çerçevesinde mermer sektöründeki geleneksel yapımızı değiştirecek, farklılaşmayı ve yeniliği getirecek çalışmalara yönelmek istiyordum. Merdiven basamağı, mezar, yer döşemesi, balkon vs. gibi alanlardaki işleri yapıyorduk ancak firmamızın ismini özel tasarım ve işçiliklerle duyurmamız gerektiğinin de bilincindeydim. Araştırmalarım sonucunda mermer ürünlerin mutfak ve banyo tezgâhlarında kullanım rahatlığı sunması nedeniyle en çok tercih edilen ürünlerin başında geldiğini belirledim. Ardından banyo ve mutfak tezgâhları bölümüne ağırlık verdim. 

NASIL AVANTAJLAR SAĞLIYOR?
Doğal ve sağlıklı bir malzeme olması, gıda maddeleriyle temasında sorun yaşanmaması, uzun ömürlü olması, çizilmezliği, ısıdan etkilenmemesi ve renk değiştirmez özellikte olması nedeniyle mermerin mutfak ve banyoda ideal bir tercih olarak öne çıktığını gördüm. Müşteri portföyü ve pazarı mevcut pazarımızdan bir hayli farklıydı. Aldığım karar sayesinde hızlı ve sağlam adımlarla ilerlemeye başladık. Kusursuz hizmet anlayışımızla özel ve butik işlere ağırlık verdik. Yaşam alanlarının ihtiyaçlarını karşılayacak dekoratif dokunuşlarımızla, sunduğumuz çözümlerimizle konforlu mekânlar yarattığımız için aranılan marka isim olduk.

NEDEN BÖYLE BİR KARAR ALMA GEREĞİ DUYDUNUZ?
Öncelikle o bölümlerde iş yapan firma sayısının çok olması acımasız bir rekabetin oluşmasına yol açması beni yeni arayışlara yöneltti. Bu kararı almamın bir başka nedeni ise mutfak ve banyo tezgâhı uygulamalarının hassasiyetlerinin diğer kalemlerden fazla olması ve sektörde bu hassasiyetlerin karşılanamamasıdır. Ayrıca bireysel kullanıcılar bu tür tezgâh ihtiyaçları olduğunda kimin kapısını çalacaklarını bilmiyorlar. Bu noktada çözüm olarak mutfak ve banyo tezgâhı sektöründe varlığımızı göstermeye karar verdim. Bölgemizde de lokomotif görevi üstlendik. Satıştan ölçülendirmeye, üretimden montaja hatta satış sonrası hizmetlere bütün planlarımızı müşterilerimizin mutfak ve banyo tezgâhı ihtiyaçlarını en iyi şartlarda karşılamak üzerine oluşturduk. 2008 yılından bu yana da diğer talepleri karşılamakla birlikte banyo ve mutfak tezgâhları sınıfında özel, butik ve toplu konut projelerinde ‘Güven İş Mermer’ firmamızın imzasının bulunduğunu gururla söyleyebilirim. 

ÜRÜN YELPAZENİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
Genel itibariyle taş kapsamı içerisine giren ürünler. Sıralayacak olursak mermer ve granit gibi doğal taşlar, kuvars kompoze taşlar ve kullanımı günden güne artan porselen yapısındaki ürünler. Burada müşterilerimizin tercihlerini ön planda tutuyoruz. Tüm malzemeleri ve markaları müşterilerimize tanıtırız, avantajlarından ve dezavantajlarından bahsederiz, nihayetinde seçimi müşterilerimize bırakırız.

İŞİNİZLE İLGİLİ VERMEK İSTEDİĞİNİZ BİR MESAJ VAR MI?
Bugün sektörün önde gelen markalarından biri olarak mutfak ve banyo tezgâhları alanında büyük bir ivme kazandık. Başlangıçta küçük bir mermer atölyesi olarak başlayan bu serüven, 40 yılı aşkın sürede elde ettiğimiz tecrübemizle sektöre yön veren bir marka olmanın onurunu yaşıyoruz. Dönüşüm ve yenilikleri yakından takip eden firmamız sürekli gelişim ve ilerleme vizyonuyla, gelişen teknolojiye uyumuyla, modern üretim teknikleri ile yüksek kapasiteli ve kaliteli ürünleri müşterilerine sunabilmektedir. İnsana ve teknolojiye verdiğimiz önemle, her türlü tasarım gereksinimlerini karşılayarak, hayallerini somut projelere dönüştürüyoruz, en iyi çözümleri sunuyoruz. Detayları özenle ele alınan tasarımlarımızla yaşam alanlarına fonksiyonel ve şık bir dokunuş katıyoruz. Müşteri memnuniyeti önceliklerimizdendir. Müşterilerimizle aramızda en önemli unsur ise güven. Bize güveniyorlar ve kazanıyorlar. Geleceğe taşıdığımız başarımızı, değerli müşterilerimizle birlikte büyütmek için çalışmaya devam edeceğiz.
.
GELECEK DÖNEMDE GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLADIĞINIZ PROJELER VEYA YENİLİKLER NELER? 
Şirketimizin en büyük stratejisi, doğru kalite ile pazarlarımızı genişleterek ayakları yere sağlam basarak daha da büyümektir. İhracat yapan bir firma olmak ve ülkemize döviz girdisi sağlamak, farklı ülkelerle iş ilişkilerimizi güçlendirmek ve Türk mermercilik sektörünü tasarımıyla, işçiliğiyle, kalitesiyle tüm dünyada daha çok yere ulaştırmak en büyük hedeflerimdir. Dolayısıyla gelişmiş son teknolojik üretim makinelerinin yanında robotik sistemin de yer aldığı tesisimizi oluşturmak istiyorum. Yurtiçi ve yurtdışında ürünlerimizin sergilendiği şubeler açacağım. Bu arada Dış pazarlara yönelmek için de BY Güven İş Mermer İthalat-İhracat Ltd. Şti. firmamızı kurdum. İhracat ayağımızı geliştirmek amacıyla öncelikle Ortadoğu Ülkelerine ziyaret gezileri gerçekleştirmeye başladım. Bir de gelecek yıllarda babamın devam ettirdiği inşaat sektöründe var olmak ve onun izinde yürümek hedeflerim arasındadır.

Şimdide bazı özel sorular yöneltmek istiyorum.
BAŞARILI OLMANIZIN ALTIN KURALLARINI SÖYLER MİSİNİZ?
İnsanların gerçekçi ve ulaşılabilir hayalleri olmalıdır. Hangi amaç doğrultusunda neler yapabilirim, nelere ihtiyaçlarım var, ne kadar zaman gerekiyor… Gibi soruları her zaman düşünürüm. Mutlaka mantıklı kurgular tasarlayıp, onlara odaklanırım. Kendime olan güvenim, isteğim, heyecanım ile işlerimizi iyi yerlere taşımaya devam ediyorum, edeceğim de.  Zamanımı doğru, akıllı, etkili ve verimli bir şekilde kullanırım. Çünkü zaman geri gelmeyen ve telafi edilemeyen bir kaynaktır. Günümüzde hemen hemen her alanda yaşanan hızlı değişim süreci zamanın önemini daha da artırmıştır. Bundan dolayı da zaman bizler için vazgeçilmez ve çok iyi değerlendirilmesi gereken bir hazinedir.
Etik değerlere dikkat ederim. Verdiğim sözleri mutlaka yerine getiriyorum. Cesur, sürdürülebilir ve vizyoner bir şirket olarak kendimi asla kısa mesafe koşucusu olarak görmüyorum. Hep bir adım sonrayı hesaplayarak, korkusuz ve cesaretli adımlar atıyorum. Sizlerle son olarak düşüncelerimi özetleyen şu sözü paylaşmak istiyorum;
‘İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir.(La Edri)’

EŞİNİZİN BAŞARINIZDAKİ ROLÜ NEDİR?
Eşim Tülin Hanım her zaman her konuda her koşulda yanımdadır. Yanlışlarımı düzeltir doğrularımı takdir eder asla yargılamaz. Daha iyi ve ileride olmam için mücadele eder.
Büyük fedakârlıklar yaptı ve her zaman destekçim oldu. Birlikte sıkıntıları aştık ve yükselerek, gelişerek bu günlere ulaştık. Yıllardır işyerimizin satış, pazarlama ve İK işlerini yürütüyor. Mükemmeliyetçi ve yenilikçi bakış açısı ile katkı sunuyor. Onunla gurur duyuyorum.

VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİNİZ VAR MI?
Ben çok açık konuşurum. Pek çok şeyi yaşayarak öğrendim. Kartlarımı açık oynamaya çalışırım, doğru ve yanlışı mümkün olduğu kadar net bir şekilde masanın üstüne koyarım. Düzenli bir yaşamım ve kendi içimde kurallarım var. Eşim ve çocuklarımla zamanımı geçirmekten çok mutlu oluyorum. Sıkıldığımda ve kendimi kötü hissettiğimde nefes almak için tek başıma otomobilimle uzun yolculuklar yapmayı seviyorum.  Özellikle de manzara seyretmek beni rahatlatıyor.

SON OLARAK SİZİN GİBİ GENÇ GİRİŞİMCİ ADAYLARINA NE MESAJ VERMEK İSTERSİNİZ?
Doğruluk, dürüstlük ve çalışmak en önemli prensipleri olmalıdır. İşlerine dört elle değil tüm vücutlarıyla sarılsınlar. İşin püf noktası hedef belirleyerek düzenli, istikrarlı bir şekilde yol almak ve dolayısıyla yükselmektir. Zorluklar karşısında pes etmesinler. Programa ve planlamaya önem versinler. Kendilerini iyi tanısınlar, güçlü ve zayıf yönlerini bilsinler, gelişime açık ve ilkeli olsunlar. Üstlendikleri sorumluluğu yerine getirsinler, Öğrenmenin ve başarmanın tadına varsınlar. İnsanları, doğayı, hayvanları ve tüm canlıları sevsinler, onlara değer versinler ve en önemlisi ailelerini önemsesinler. Böyle yapmaları hedeflerine ve hayallerine ulaşmalarını sağlar.
Yeni bir işe başlangıç yaparken ters gidebilecek şeyleri düşünmek yerine atılması gereken doğru adımları ve nasıl daha iyi bir girişimci olacaklarını düşünsünler. Çünkü başarısızlıklar ve tatsızlıklar yaşansa da vazgeçmeden hedeflerinin peşinden koşanlar tarihe adını yazdırıyorlar. Başarının anahtarı azimdir. Yaptıkları işten, keyif alsınlar.


 

Habere Ait Resimler